Milli Mücadele’de Güney Bölgesi Sempozyumu


Milli Mücadele’de Güney Bölgesi Sempozyumu

24 Haziran 2023

MİLLİ MÜCADELEDE GÜNEY BÖLGESİ  SEMPOZYUMU

(25-27 Aralık 2013 / GAZİANTEP)

 25 – 27 Aralık 2013 tarihleri arasında Gaziantep’te,  Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ve Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü   işbirliğinde   “Milli Mücadele’de Güney Bölgesi”  konulu  bir sempozyum düzenlenmiştir.

 Açılışı Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde yapılan sempozyum Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi salonlarında iki gün devam etmiştir. Sempozyum çerçevesinde ilk olarak 25 Aralık 2013 Çarşamba günü Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde  SANKO Holding tarafından hazırlanan Kurtuluş Savaşı Fotoğrafları Sergisi katılımcıların ziyaretine sunulmuş olup ardından da açılış törenine geçilmiştir. Bu törende  Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Yavuz COŞKUN,  Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN ve Gaziantep Üniversitesi  Atatürk  İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre TANSÜ birer konuşma yapmışlardır.

 Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN açılış konuşmasına,  “Milletimizin istiklali uğrunda canlarını feda eden şehitlerimizi,  bugünlere ulaşmamızda hizmeti geçenleri rahmetle anarak, onların aziz hatıralarını saygıyla yad ediyoruz”  sözleriyle başlayarak, sözlerine Antep’in Anadolu’nun önemli yerleşim merkezlerinden biri; insanlık tarihinin başladığı coğrafyanın bir parçası ve elbette ki kültür hayatımızın güzide şahsiyetlerinin  beşiği olduğunu vurgulayarak devam etmiştir. Beyhan,  geçen yüzyılın başlarında Güney Doğu Anadolu, Irak toprakları, Suriye, Lübnan, Fırat’tan  Nil deltasına kadar uzanan bu muazzam coğrafyanın emperyal iştahının hedefinde olduğunu, I. Cihan Harbi’nin  başladığında  Osmanlı Devleti’nin  bir buçuk asırlık bir mağlubiyetler geçmişini yaşadığını belirterek,  mağlup bir devlet sıfatıyla barış masasına oturulduğunda antlaşmanın şartlarının galipler tarafından belirlendiğine ve zaten  1914’te Osmanlı Devleti’nin bir savaşı kaldırabilecek askeri gücünün ve iktisadi imkanının olmadığına, 31 Ekim 1914’te de savaş fiilen Osmanlı Devleti için başladığında ise henüz Balkan faciasının yaralarının sarılamadığına dikkat çekti.  Bulgarlar’ın daha  iki yıl önce, Osmanlı Devleti’nin  ikinci başkenti Edirne’nin de  dahil  olduğu bütün Trakya’yı işgal ettiklerini hatta İstanbul kapılarına dayandıklarını söyleyen Beyhan, Osmanlı’nın üreten olmaktan ziyade tüketen bir ülke olduğunu bu nedenle dışa bağımlılığın bir mecburiyet olduğunu,  bu şartlar altında I. Dünya Savaşı’na girildiğini  ve kısa zamanda Osmanlı Coğrafyasının dört bir yandan kuşatıldığını,  Millet olarak; doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde kıt imkanlarla yoksulluk ve yoksunluk içinde savaşmak zorunda kalındığını ifade etmiştir.

 Konuşmasında Mondros Mütarekesi imzalandığında Osmanlı Kuvvetlerinin Anadolu’nun içlerine çekildiğine ancak  zengin petrol bölgesi Musul’un  hala Osmanlı sınırları içinde olduğuna, Mütareke sonrası İngiliz güçlerinin ve daha sonra Fransızların  Güney Anadolu’yu işgale başladıklarına, 3 Kasım 1918’de Musul ile başlayan İngiliz işgalinin; İskenderun, Adana, Antep ve Maraş yönünde genişlediğine değinen Beyhan,  ancak  bu büyük devletlerin Milletin vatan sevgisini, hangi şartlar altında olursa olsun kendi topraklarının bir karışını dahi kimseye terk etmeyeceğini hesaba katmayarak büyük bir iştah ile işgale giriştiklerini, ancak şanlı bir direnişle karşılaşıp zelil olarak geldikleri gibi gittiklerini belirtmiştir.

 Gaziantep Üniversitesi Rektörü  Prof. Dr. Mehmet Yavuz Coşkun ise  yaptığı konuşmada Türkiye’nin prestijli bir kurumu olan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ile böyle bir çalışma yapmış olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, Kamil Beyler, Şahin Beyler ve binlerce şehidin sayesinde kazanılan şehir  olan Antep’in “Gazi” olduğunu ve bu unvanın sadece Mustafa Kemal ve Antep şehrinde olduğuna dikkat çekmiştir. Bir medeniyetin tesisi ve dünyaya hakim olmak isteniliyorsa sacayaklarının çok iyi olması gerektiğini belirterek sözlerine devam eden Coşkun, bu sacayaklarının ise  felsefi, tarihi, kültürel ve sanat unsurlarından oluşması gerektiğini ifade etmiştir. 

 Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre TANSÜ ise,  Gaziantep Üniversitesi’nin bu sene kırkıncı yıl dönümünü kutlanırken aynı zamanda da Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama Merkezinin yirmi beşinci yıl dönümü olduğunu söyleyerek, böylesine anlamlı bir zamanda   Atatürk Araştırma Merkezi ile bu sempozyumu gerçekleştiriliyor olunmasının memnuniyet verici bir durum olduğuna vurgu yapmıştır. Daha sonra “Milli Mücadele bizim var olma mücadelemizdir” diyen Tansü, Gaziantep’in  tek başına ciddi bir mücadele verdiğini ve çevresindeki illere örnek olduğunu, ancak açlığa yenik düştüğünü belirtmiştir. Bu sempozyumu özellikle 25 Aralığın yıl dönümüne denk getirdiklerini vurgulayan Tansü, sempozyum bildirilerinin Atatürk Araştırma Merkezi tarafından kitaplaştırılarak araştırmacıların ve ilgililerin istifadesine sunulacağını müjdelemiştir.

Açılış konuşmalarının ardından sempozyum bildirilerinin sunumuna geçilmiş olup iki ayrı salonda birbirine paralel oturumlar halinde gerçekleştirilen bu sunumlarda toplam 44 bildiri yer almıştır. Sunulan bildiriler çerçevesinde Anadolu’nun güneyinde yürütülen mücadele her yönüyle ele alınıp bilimsel ve tarihi bakış açısıyla değerlendirilerek geçmişe ışık tutulmaya çalışılmıştır.