Bursa’da Bir Konuşma

Köşkün önünde Türk Ocağı temsilcisinin söylevine cevap olarak söylenmiştir.

Saygıdeğer arkadaşlar!
Sizi bütün bir vicdan halinde, bir kalp halinde karşımda görüyorum. Bu kalbe bir vicdan rahatlığıyla dokunuyorum. Bu dokunuş bana çok yüksek mutluluklar veriyor. Arkadaşlar, ben öteden beri saygıdeğer Bursalıların yüksek bir kabiliyette olduğuna çok inanmıştım. Fakat yazık ki üç beş ahmak bu kitlenin önüne çıkmak, bu zekâ ve yeteneği örtmek istediler. Halbuki gerçeğin örtülmek imkânı olmadığı bugünkü gösterinizle görülmüştür. Hepinize tercüman olarak beyefendi kardeşimizin söylediği sözlerden çok duyguluyum ve teşekkür borçluyum. Bu içtenliğe teşekkürlerimi sunarım. Bu çok coşkun duygulara, coşku dolu gösterilere lâyık olduğu şekilde karşılık vermeye görüyorsunuz ki, aşırı heyecanım engeldir. Yalnız sözlerime daha birkaç kelime ekleyeyim.

Arkadaşlar, bir zamanlar bu milletin başına fes giydirebilmek için şeyhülislâmlar değiştirildi. Fetvalar çıkarıldı. Övgüye lâyıktır ki, bugün milletimiz böyle hissiz, anlamsız, mantıksız araçların hiçbirine hoşgörü göstermiyor. Bu gibi işaretlere gerek görmüyor. Bizim işaretimiz ise milletimizden aldığımız destekten başka bir şey değildir ve olamaz. Saygıdeğer Bursalılar içtenlikle, kesinlikle söylemek isterim ki, hep beraber izlediğimiz yol doğrudur. Bu yol bizi mutluluğa ulaştıracaktır. Kararsızlığa yer yoktur. Takip ettiğimiz yolun gerçekten uygun olduğu; yine sizin hal ve şanınızdan ve yüce hareketlerinizden bellidir. Üzüntülüsünüz. Arkadaşlar, takip ettiğimiz yol demek içimizden birimizin çizdiği herhangi bir hat değildir. Bütün düşüncelerin özünün çizdiği ana yol demektir. Onun için doğrudur. Arkadaşlar, memleketimizin her yerinde aynı duygular görülmüştür. Fakat bu duyguların fiilen ortaya konması bugün ilk defa Bursa’da oluyor. Bunu yapan sizlere ve düzenleme heyetine bütün içtenlikle tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunarım.

                                                           Hâkimiyet-i Milliye: 30.09.1925