Genelkurmay Başkanı’nın da Bakanlar Kurulunda Bulunması Hakkında

Genelkurmay Başkanlığı makamıyla Millî Savunma Bakanlığı hakkında birkaç söz söyleyeceğim efendim: Burada Millî Savunma, doğrudan doğruya Harbiye Nezareti karşılığı kullanılmış bir deyimdir. Bilirsiniz Harbiye Nezareti’nin uğraştığı görevler, ordunun besleme, giyim, donatımı gibi konulardır. Görevlerinde komuta emri dahil değildir. Bizim memleketimizde öteden beri Savunma Bakanları, savunma harekâtını ve komutayı da sorumluluklarında bulundurmaktan zevk alırlardı. Onun için memleketimizde bağımsız Erkân-ı Harbiye Umumi Reisi yoktur. Doğrudan doğruya Savunma Bakanı’nın isteği çerçevesinde hareket eden bir Erkân-ı Harbiye Umumi Reisi vardı. Doğal olarak Millî Savunma Bakanlığı’na, Savunma Bakanına bağlı olan bir Genel Kurmay Başkanlığı’nın sorumluluğunda Savunma Bakanı olan kişiye aittir. Bazen bu iki makam bir şahısta birleşmiştir. Enver Paşada olduğu gibi. Fakat kural olarak hiçbir vakit savunma işleriyle Genelkurmay Başkanlığı’nı birleştirmek uygun değildir ve Batı memleketlerinde ve her yerde daima Genelkurmay Başkanlığı bağımsız bırakılmıştır. Çünkü Genelkurmay Başkanlığı’nın görevi ordunun kuruluşunu ve düzenlenmesini teknik olarak düşünmek ve memleketin savunma araçlarını dikkate almak ve bunlarla uğraşmaktır. Savunma Bakanlığı ile kendi görevleri arasında büyük bir fark vardır. Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı’nın uygun gördüğü, yahut onun plânına göre kurulan ve düzenlenen bir orduyu besler, giydirir vesaire. Fakat Genelkurmay Başkanı, nasıl savaşılacağını, vatanın nasıl savunulacağını ve nasıl hazırlanmak gerektiğini düşünür ve onunla uğraşır ve böyle bir Genelkurmay Başkanı, doğrudan doğruya hükümdara, padişaha bağlı olur. Bizim ise bugün memleket yönetimi için koyduğumuz ve hepinizce kabul edilmiş esaslarda bu gibi şeyler yoktur. Yalnız Büyük Millet Meclisi vardır. Bu itibarla Genelkurmay Başkanlığı bağımsızdır ve bütün çalışma ve hareketlerinden Millet Meclisi’ne karşı sorumludur. Zaten sorumlu bir Kurmay Başkanı, yüce heyetiniz tarafından seçilmiş idi. Yalnız bir nokta hatıra gelir ki: Daha biraz önce kanun maddeleri okunurken düşüncelerini bildiren sayın kardeşimizin düşüncesi vardır. Genelkurmay Başkanı, sadece askerî konular ile uğraşır ve böyle bir kişinin siyaset konularında korunmuş olması kendisinin, kabine ile beraber gerektiğinde düşmesini gerektirir. Onun için Genelkurmay Başkanı, daima tarafsız kalmalı, sadece düzenlemelerde, askerî teşkilât ile ve memleketin savunma araçları ile meşgul bulunmalıdır. Bu gayet kuvvetli bir düşüncedir. Fakat her halde askerî teşkilât; vatanımızın savunma araçları ve çeşitli cephelerde yürütülecek askerî harekât ve iç ve dış siyaset ile yakından ilgili bulunuyor ve bu konularda Genelkurmay Başkanı’nın düşüncesi bulunmak ve diğer sorumluluk sahibi olan kişilerin görüşlerinden yakından haberdar olmak için onlarla bir arada çalışmak ve bir sorun hakkında Genelkurmay Başkanı’nın oy ve düşüncesi de bulunmak üzere, diğer sorumluluk sahibi olan kişiler gibi, İcra Vekilleri (Bakanlar Kurulu) yanında hizmet yapması önerilmişti. Bu düşüncelerimle şunu düzeltmek istiyorum ki, Millî Müdafaa’yı üstlenecek kişiler komuta emrini yüklenmeyeceği içindir ki, Genelkurmay Başkanı’nın diğerleri yanında bulunarak bu şekilde emir ve komutanın yine yüce heyetiniz üzerinde kalması daha uygundur. Yani şu Büyük Millet Meclisi’nin elinde durması daha uygundur. İşte emir ve komuta Büyük Millet Meclisi’nin elinde bulununca, buna ait olan görevleri yapmak için emir ve komutayı üstlenmesi gerekir. Komuta emri, Büyük Millet Meclisi’nin elinde bulunmak şeklinde görev yapar. Bundan dolayı, ikisini bir kişinin üzerinde toplamak doğru değildir. Görevleri başka başkadır ve bu kişi de bağımsızdır ve Yüce Heyetiniz’e karşı sorumludur. Büyük Millet Meclisi’ne karşı sorumlu bir Genelkurmay Başkanı görev yapar ve siyaseten düşmesi sorunu da önemli değildir. Çünkü diğer vekillerin ayrı ayrı yüce heyetiniz tarafından seçilmesi teklif edilmiştir. Diğer İcra Vekilleri’nin görevleri ile görevinin yakından ilgili olmasına ve diğer vekiller gibi Genel Kurul tarafından tâyin edilmiş bulunmasına dayanarak diğerlerinin düşmeleri için dikkate alınacak nedenlerin bunun üzerinde bulunmasında bile hiçbir mahsur yoktur. Tersine daha kuvvetli olur.