İnönü Zaferinin Yıldönümü Nedeniyle
Hâkimiyet-i Millîye’ ye demeç:
İzmir- Birinci İnönü Savaşı, 6 Ocak 1921 günündeki durum üzerinden değerlendirilmelidir. O gün, batı cephesi asıl kuvvetleri Gediz ve doğusunda toplanmış bulunuyordu. Bu kuvvet, yeni Türkiye Devleti’nin kuruluşuna ve Millet Meclisi’nin varlığına ve yasallığına ayaklanan hain kuvvetleri cezalandırma görevini almıştı. Bursa yönüne karşı Bilecik-Pazarcık çizgisinde zayıf bir tümen terk edilmişti. Uşak-Afyon yönünün sağlanması için de toplanan asıl kuvvetlerin etkisi yeterli görülmüştü. Ankara’da henüz kuruluş durumunda sadece bir tümen vardı. Yunan ordusunun önemli kuvvetleri ile Bursa’da ve Uşak’ta bulunduğu kesin idi. Ayaklanan kuvvetler bütün bir bölümü ile Simav’da ve bir kısım kuvvetle Emed’de toplanmış duruyordu. İşte bu durum içinde bulunduğumuz gün, düşman ordusunun önemli çalışmalarından haberdar olduk. Gerçekten, üç kuvvetli düşman tümeni, Bursa’da İnegöl ve Yenişehir yollarıyla yürüyüşe girdi. Bu yöndeki başka tümenimize yaklaştı. Uşak-Dumlupınar yolundan da iki düşman tümeni harekete başladı. Ocağın altıncı günü öğleden sonra şu karar verildi: Gediz’den bir tümen ve Ankara’daki tümen İnönü noktasında toplatılacak, Bilecik-Pazarcık çizgisindeki bağımsız tümen bu noktaya kadar çekilerek orada toplanacak olan tümenler ile birleşecek, Bursa’dan ilerleyen düşman kuvvetleriyle İnönü çevresinde kesin savaş kabul olunacak, Gediz’de bırakılacak olan bağımsız bir tümen, Kütahya’ya kadar çekilerek Bilecik-Dumlupınar mevzilerinden gelmiş olan kuvvetler tekrar oraya dönecek ve Afyonkarahisar yönünü savunacak. Zaten Batı cephesi genel kuvvetleri de bundan oluşuyordu. Bu plânın uygulanmasına 7 Ocak’tan itibaren başlandı. 8 Ocak günü iki tarafın kuvvetleri İnönü mevzilerinde savaş durumuna geldi. 9’uncu ve 10’uncu günlerde İnönü mevzilerini içeren Gündüzbey, Kavalca genel sınırında kanlı ve buhranlı dönemler oldu. Meydan Savaşı iki tarafın kuvvetlerinin art arda yetişmesiyle bir rastlantı sonucu meydan savaşı şeklinde ortaya çıktı. Dokuzuncu günü yalnız sol tarafta ortaya çıkan ciddî savaşlar onuncu günü bütün cephe boyunca ve bütün şiddetiyle gelişti.
Yaşamak ve bağımsızlık amacımız, ülkemizi zorla ele geçirme ve taarruz isteğiyle çarpışıyordu. Sonunda ayın on birinci günü sabahı savaş alanı kanunî amacın, zaferinin doğduğu bir yer oldu. Yeni Türkiye Devleti’nin küçük, ancak millî ülkülü genç ordusu, en dar bir hesapla üç kat düşmanı İnönü Meydan Savaşı’nda yendi. Savaş stratejisi sanatının en ince gereklerini yerinde uyguladı. İç sınırların kullanılmasında savaş tarihine parlak bir örnek yazdı.
Yeni Türkiye Devleti’nin bağımsızlık düşkünlüğü gösterişsiz bir varlık içinde söndürülemez bir ateşin yok edici alevleriyle kendisini ve yeni devletin içindeki yüce hasreti Birinci İnönü Meydan Savaşı’nda dünyaya kanıtladı.