İzmir’de Bir Konuşma

İzmir Ticaret Odasında söylenmiştir.

Saygıdeğer arkadaşlar!
İzmir’in çok kıymetli ve güvenilir tüccarları ve tüccarlarının temsilcileri karşısında bulunmaktan son derece memnun oldum ve duygulandım. Genel Sekreter Beyefendi’nin Ege iktisat bölgesi hakkında özel olarak vermiş olduğu açıklamadan yararlandım. Bundan dolayı hepinize teşekkür ederim. Genellikle  duygularım ve izlenimim şu olmuştur ki, bütün arkadaşlarımız iktisadî hayatımızın gelişmesi ve yükselmesi için gerekenleri içtenlikle söylüyorlar. Hepimizin hatırına gelen şeylerdir. Sizin de söylediğiniz gibi bu vergilere ait kanunlar yenidir. Uygulama ve ayrıntılarında bazı hatalar olabilir. Zamanla bunların ortadan kalkacağı inancındayız. Yine zamanla ve uygulamalarındaki deneyimlerle eksik veya kötü taraflar anlaşılmış oluyor. Bütün bu görüşmeler o kanunların düzeltilmesine vesile olmaktadır. Cumhuriyet Hükümeti, şüphesiz bunlarla yakından ilgilidir ve uğraşmaktadır. Emin olabilirsiniz ki, bunların hepsi yapılacaktır. Ticaret ve sanayi adamları, yapılabilir bütün kolaylıkların gösterileceğine şüphe etmemektedirler.

Liman işlerine ait söylenen sözlere dikkat ettim. Gerçekten buna dair bir itiraz yoktur. Vergilerde olduğu gibi bunlarda ayrıntılara ve uygulamalara ait ve değiştirilebilir şeylerdir. Birkaç gündür bana değil, fakat bazı insanlara kötümserlik aşılayacak içerikte düşünceler ve yazılar görüyorum. Sizlerden ve İzmir çevresinden aldığım bilgilerden anladığım kadarıyla  durumu ve gerçeği başka türlü anlatanların varlığı anlaşılıyor.

Genel Sekreter Beyefendi’nin ve diğer arkadaşların buyurdukları gibi, bu bölgenin ihracatı 1923’de 33 milyon iken, 1928’de 99 milyona çıkmıştır. Yani iki üç misli artmıştır. Ortamın ne kadar olumsuz olduğunu yine siz anlattınız. Sınırsız zorluklar ve baştan başa yıkık bir memleket. Bütün bunlara rağmen bu büyük fark sevindiricidir. Durum böyle iken, bu memleketin içinden ve bu memleketin evlâdından- bilmiyorum evlâdından  mıdır- bazı insanların bütün gerçeklere göz yumarak kamuoyuna yanlış düşünce ve yollar göstermesi gerçekten üzüntüye değer.

Bunu yapanlar, ya çevrelerini görmeyecek kadar bilgisiz ve ahmak, yahut gerçeğe dokunmaktan korkacak kadar alçak ruhlu kimselerdir. Her iki durumda da bu gibiler, Türk milletinin yüksek fikirleri karşısında hiç olmazsa utanmalıdırlar. Kooperatifçilik hakkında genellikle iktisadî alanda birleşme siyasetinin yanında ve karşısında bazı düşünceler söylendi. Ayrıntılara girmeyeceğim. Yapmak, maddî ve manevî kuvvetleri, zekâ ve yetenekleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden söz etmiyoruz.

Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir. Ege iktisat bölgesindeki bütün insanların kazançlarını ve çabalarını birleştirmesi, mutlaka verimli sonuçlar verecektir. Türkiye’nin çalışma hayatı ve varlığını düşününce birleşmeden doğan yararların ve çıkarların çok büyük olacağı inancına varacağınızdan şüphe etmiyorum. Böyle bir girişim olurken birtakım şikâyetçiler olabilir. Üreticilerin birleşmesinden kişisel çıkarlarının bozulacağını düşünenler elbette şikâyet edeceklerdir. Fakat memleketimiz işlenmemiş bir alandır. Görülecek çok iş vardır. Onları da karşılayacak birçok uğraşılar bulunabilir. Gerçek ticaret adamları için hiçbir zarar düşünmüyorum. Burada geçirdiğim saatlerden yararlandığımı ve duygulandığımı tekrar ederim. Konuşulan şeyleri önemle göz önüne alacağım ve Hükümetin ileri gelenleri de bunlarla zaten ilgilidirler.

   Hâkimiyet-i Milliye, 2.02. 1931