Kuva-yı Milliye (Millî Kuvvetler’nin)Durumu Konusunda

Tasvir-i Efkâr gazetesinin başyazarı Velit Ebuziya’nın telgrafta sorduğu sorular ve Mustafa Kemal Paşanın cevapları.
İstanbul, 13.10.1919

Sivas’ta Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine,
Saygıdeğer Paşam, kaç gündür yüksek şahsınızla basın heyeti adına haberleşiyorduk. Bugün Tasvir-i Efkâr adına rahatsız edeceğim. Sıralandığı üzere bazı sorular sunuyorum; amaç, Millî Kuvvetlerin durumu ile ilgili olabildiğince açık bilgi vermektir. Alınacak cevapların ajans aracılığıyla Avrupa’ya çektirilmesine çalışılacaktır. Bu sorulardan uygun görülenlere yarınki sayıya yetiştirilmek üzere olabildiğince çabuk cevap vermenizi rica ederim.
  1. Millî kuvvetlerin oluşturulmasının ilk nedenleri nedir?
  2. Millî Teşkilâtlanma ne zaman başladı?
  3. Bugün kaç ilde hâkim durumdadır?
  4. Millî Teşkilâtın başlıca ileri gelenleri kimlerdir?
  5. Gerçek amacı nedir?
  6. Gerçek amacını elde etmek için başlıca girişimleri nelerdir?
  7. Seçimler hakkındaki görüşler nelerdir?
  8. Anadolu’da seçimler tamamıyla serbest yapılabilecek midir?
  9. Nisbî seçim sistemi kabul edilir mi?
10. Avrupa tarafından oluşturulması düşünülen Ermenistan sınırı hakkında ne düşünüyorsunuz?
11. Sizce Ermenistan sınırı ne olabilir?
12. General Harbord ile ne görüştünüz?
13. Millî kuvvetlerin ikinci, üçüncü derecede organları içinde bazı ittihatçıların olduğu söyleniyor, ne dereceye kadar doğrudur?
14. İttihatçıların Millî kuvvetler üzerinde etkili olması mümkün müdür?
15. Seçimlerden sonra Millî kuvvetler ne şekilde kalacak?
16. Gelecekte sınırlarımız sizce ne olur?
17. Kısaca özgeçmişinizi açıklar mısınız?
18. Milletvekilliği seçimi için adaylığınızı açıklayacağınız söyleniyor, doğru mudur? Nereden milletvekili olmak istiyorsunuz?
19. Arkadaşlarınız arasında başka kimler milletvekili olmak istiyor?
20. Şehrinizde İtilâf temsilcileri var mı? Onlarla iletişim hâlinde misiniz? Size karşı tutumları nelerdir? Millî harekât hakkında ne düşünüyorlar?
21. İstanbul’a temsilci atadığınız Vasıf Bey ne zaman gelecekler, Talimatı nedir?
Tasvir-i Efkâr Başyazarı Velit
Velit Beyefendiye,
Paşa Hazretlerinin telgrafınızın içeriğine numara sırasıyla aşağıdaki gibi not ettirdiği cevapları sunuyorum.
Cevat
  1. Milletin uğradığı haksız işlemler.
  2. Ateşkes sonrası ve yurdun her yanında, aynı anda.
  3. Bugün Anadolu ve Rumeli illerinde Millî Teşkilâttan yoksun hiçbir yer yoktur. Hâkimiyet bütün vatanı kapsamaktadır.
  4. Millî Teşkilâtın ileri gelenleri, dokunulmazlık ve yurdun kurtuluşu için yürekleri çırpınan yurdun seçilmiş çocuklarıdır.
  5. Asıl amaç yurdun bütünlüğünü ve milletin kurtuluşunu sağlamaktır.
  6. Millî kuvvetleri sivil iradeye hâkim kılmaya kesin kararlı olan ve milletin  bütün bireylerini toplayan teşkilâtımızdır. Tüzük ve bildirilerimizde aynen belirtilmiştir.
  7. Seçimlere yasadışı bir biçimde karışmadan milleti serbest bırakmaktır. Yalnız derneğimiz, ilkelerini kabul edenlerin seçimleri kazanmalarını temenni eder.
  8. Evet yapılacaktır.
  9. Bu seferki seçimin var olan yasaya uyarak yapılması zorunludur. Ve zaten bu yolda da başlanmıştır. Nisbî temsil yöntemi Millî Meclis’in çözümleyeceği bir meseledir.
10. 11- 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırımız içinde kalan yurttan bir karış toprağın Ermenistan’a bırakılmasına millet kesinlikle razı değildir?.
13. Derneğimizde ittihatçı yoktur. İttihatçılık tarihe karışmıştır. Merkezî hükûmetin, Batı’nın siyasî hatası onların yaşamasına neden olmadığı sürece, millet bunun yaşamasını aklına bile getirmeyecektir. Buna ait Temsilciler Kurulu’nun yeni bir açıklaması, bu gece Matbuat Cemiyeti Başkanlığı’na çekilecektir.
14. Millî kuvvetlerin tek hâkimi, millet ve yüce millî amaçtır. Başka hiçbir kimse veya topluluk etken olamaz.
15. Millî kuvvetlerin gelecekteki şekli, Millî Meclis, güvenlik ve hürriyet ile yasama ve denetim görevini yerine getirmeye ulaştıktan sonra bir kongre ile tespit edilecektir. Bu özellik, tüzüğümüzün son maddesinde açıkça görülür.
16. Gelecekteki sınırlarımız, bizce 30 Ekim 1918 tarihinde ateşkes imzalandığı günde fiîlen sahibi olduğumuz sınırdır.
18. Milletvekilliğine adaylığımı açıklamadım ve açıklamayacağım ve fakat millet beni herhangi bir yerden milletvekilliğine seçerse onurla kabul ederim.
19. Arkadaşlarım da aynı benim gibi düşünüyor.
20. Şehrimizde İtilâf temsilcileri yoktur. Ancak geçici olarak gelip geçen bütün Avrupa ve Amerika ülkelerine bağlı siyasî görevliler ve askerler ile meydana gelen özel görüşmelerde teşkilât ve millî hareketimizin yasal niteliğini tamamen onaylamışlardır.
17. Paşanın özgeçmişi kısaca olduğu gibi sunulmuştur.
Rumî 1296 (milâdî 1881) tarihinde Selânik’te doğarak ortaokul öğrenimini Selânik’te, lise öğrenimini Manastır’da, Harp Okulu ve kurmay subaylık öğrenimini İstanbul’da tamamlamış, 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak mezun olmuş ve 1907 yılına kadar Suriye’de ve Kolağası olduktan sonra 1911 yılına kadar Makedonya’da bulunmuşlar; bu süre içinde Ordu Kurmaylığında ve Redif Tümeni Kurmaylığında, Ordu ve Kolordu Kurmaylığında ve Selânik Subay Eğitim Komutanlığında ve Demiryolları Hattı Müfettişliğinde görev yapmışlardır. 31 Mart olayı üzerine Selânik’ten İstanbul’a hareket eden kuvvetlerin kurmay başkanlığında ve 1910’da Arnavutluk’ta yapılan harekâtta, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşanın kurmaybaşkanı olarak bulunmuş ve 1910’da Picardie askerî uygulamalarını incelemek için Fransa’ya gitmişlerdir. 1911 senesinde Genelkurmay dairesinde göreve getirilmiş ve oradan İtalya savaşı nedeniyle Trablusgarb’a giderek savaşın sonuna kadar Sirenaik yöresinde, Derne kuvvetleri komutanlığı yapmış ve bu sırada Balkan Savaşları başlamış ve Bulgarların Çatalca hattına kadar geldiği bir sırada İstanbul’a gelerek, Gelibolu’da Kuva-yı Mürettebe Erkân-ı Harbiyesi Harekât Şubesi Müdürü ve Bolayır Kolordu Erkân-ı Harbiyesi Başkanı olarak, Balkan Savaşı’na katılarak Edirne üzerine adı geçen  kolordu ile hareket etmiş ve Dimetoka yöresinin geri alınmasında bizzat bulunmuşlardır. Balkan Savaşı’nın ardından Sofya, Belgrat, Çetine Ataşemiliterliklerini yapmak üzere Sofya’da görevlendirilmiş ve orada yarbaylığa yükselmişlerdir. Savaşın bittiği ilânının ardından Tekirdağ’da yeni oluşturulan Ondokuzuncu Tümen Komutanlığına atanmışlardır. Maydos ve çevresinde komutanlık yaptıktan sonra adı geçen tümen ile bu bölgede bulundukları sırada Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığına yükselmiş ve bunun sonucunda albaylığa yükselmişlerdir. Ardından Anafartalar Grubu Komutanı olmuş ve İngilizlerin çekilmeleri üzerine Onaltıncı Kolordu Komutanı olarak Edirne’ye ve orada bir ay kaldıktan sonra Diyarbakır, Bitlis, Muş yöresine aynı numara ile Kolordu Komutanı olarak gitmiş ve adı geçen cephede Tuğgeneralliğe yükselmişlerdir. Toplanan ikinci ordu içinde, Bitlis ve Muş’u beş gün süren savaş sonunda Ruslardan geri almış ve bir süre sonra İkinci Ordu Komutanlığı vekilliğine ve kısa bir süre sonra Hicaz Kuvvei Seferiyesine Ordu Komutanı olarak atanmış ise de Şam’a kadar gittikten ve Sina Cephesini kontrol ettikten sonra, Medine’ye gitmelerine gerek görülmediğinden, İkinci Ordu Komutanlığına asaleten atanarak Diyarbakır’a gelmiş, 1917’de Halep’te toplanan ve General Falkenhayn’ın kontrolünde bulunan gruba dahil olan Yedinci Ordu Komutanlığına atanmışlardır. Adı geçen ile aralarında görüş ayrılıkları ortaya çıktığından ve hükûmet de bakış açılarını değiştiremediğinden, ordu komutanlığından istifa ederek ardından atandığı İkinci Ordu Komutanlığını da reddederek İstanbul’a dönmüşlerdir. Bu süre içinde, veliahtın eşliğinde Almanya genel karargâhına ve Alman batı cephesine gitmişlerdir. Veliahtın padişah olmaları üzerine sözlü ve ısrarlı irade ile Falkenhayn’ın yenik bıraktığı Nablus yöresindeki Yedinci Orduya tekrar gitmiş ve gitmesinden on beş gün sonra oluşan genel İngiliz saldırısında bu orduyu Halep’e kadar geri çektiği sırada Padişah’a fahrî yâver olmuşlardır. Halep savaşının ardından Yedinci ve Adana yöresinde bulunan ikinci ordulardan oluşmuş Yıldırım Grubu Komutanlığını üzerine alarak, ateşkesten sonra İstanbul’a döndüler. Son zamanda bilinen şekilde Üçüncü Ordu Müfettişliğiyle Doğu Anadolu’da bulundukları sırada 8 Temmuz 1919’da askerlik mesleğinden ayrılmışlardır.
Nutuk, Cilt: III (Vesikalar), s.1084-88, 1967