Siyasî Partiler Hakkında

Times’in İstanbul yazarının yazılı sorularına verilen cevap. (Hâkimiyet-i Millîye)

-Bizde yürürlükte olan siyasî partiler sistemi karşısında ve Türkiye’yle karşılaştırarak Gazi’nin durumu nedir?

Millî egemenlik temeline dayanan ve özellikle Cumhuriyet yönetimine sahip bulunan ülkelerde, siyasî partilerin varlığı doğaldır. Türkiye Cumhuriyeti’nde de, bir diğerini denetleyici partiler kurulacağına kuşku yoktur. Bu doğal olan durum karşısında Gazi Paşa’nın da durumu doğal olmaktan başka bir şey olmayacaktır.

– Gazi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin asıl başkanlığını şimdi de korumakta mıdır? Ve bunu korumayı düşünüyor mu?
– Gazi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanlığını şimdi de korumaktadır ve bunu koruyacaktır. Sadece, Cumhurbaşkanlığına seçildiğinden beri olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı görevinde kaldıkça partinin Genel Başkanlığı göreviyle kendisi uğraşmayacaktır. Bu görev, geçici olarak partinin diğer bir lideri tarafından yapılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre, Cumhurbaşkanı olan Gazi aynı zamanda milletvekilidir. Cumhurbaşkanlığı süresinin (Meclisin toplanmasıyla birlikte) sonunda partinin başında kendisi çalışacaktır.

– Gazi, Terakkîperver Cumhuriyet Partisi’ni gerçek yeni bir siyasî parti olarak kabul ediyor mu? Değilse, niçin değil?
– Türkiye’de yeni bir siyasî parti kuruluşu bazı yasal işlere bağlıdır ki, yeni parti bu yasal işleri yaptığından kurulmuş sayılır.
-Terakkîperver Partisi’nin programını nasıl buluyor? Özellikle, veto yetkisi ve kapatma yetkisi konusundaki düşünceleri din serbestliğinin, millî egemenliğin korunmasına ve bir baskı idaresinin varlığına ilişkin olan işaret ve dolaylı anlatımlar konusundaki düşünceleri nedir?

-Terakkîperver Parti’nin programında, Halk Partisi’nin ilkelerinden başka ve tartışma konusu olmaya değer temel bir ilke ve düşünce görülmüyor. Ayrıntılar konusunda görülebilen bazı noktalar uzman kişilerin her gün yeniden inceleme ve tartışma yapabileceği ve yeni sonuçlara varabileceği konulardır.

Veto yetkisi ve kapatma yetkisi, anayasanın özel maddeleriyle belirlenmiş ve tespit etmiştir.
Fikirlere ve dinî inançlara saygılı olmak, öteden beri doğal ve genel bir görüştür. Bunun tersini düşünmek için bir neden yoktur.
Millî egemenliğimiz, kesinlikle tehlikeyle karşılaşmamıştır. Bütün millet, onun bilinçli ve sadık koruyucusudur. Bir baskının varlığı konusunda olan ima ve sitemler bence açıklayıcı değildir. Cumhuriyet Halk Partisi ve onun bütün liderleri ve üyeleri Türkiye’de her çeşit baskıyı kökünden yıkmak için ve ülke ve millete tam bir bağımsızlık kazandırmak için bugüne kadar milletle birlikte hayatlarını ortaya koymaktan çekinmemiş ve hiçbir zaman çekinmeyecek insanlar olduğuna göre, belirtilen baskı herhâlde yoktur. Maksatlı olarak yapılan bu yoldaki ima ve sitemlerin milletçe hiçbir değeri yoktur.

– Gazi, basının bu kadar büyük bir bölümünün, özelikle İstanbul’da muhalefete yönelmesini ve hükümeti bu kadar kuvvetle eleştirmesini nasıl açıklıyorlar? Bu gazetelerin halkın çoğunluğu üzerinde bir etkisi var mıdır?
– İstanbul’da çoğunlukla gazetelerin Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve onun hükümetini eleştirmesini, muhalefete yönelmesini Gazi’nin diliyle açıklamaya gerek yoktur. Bu durumu açıklayan nedenler, Ankara’yı ve İstanbul’u yakından görüp anlamış olanlarca kolaylıkla anlaşılabilir.

Özel amaçla yayın yapan bazı gazetelerin, halkın çoğunluğu üzerinde yaptığı etki her ülkede olduğu gibi o gazetelerin iyiliğine değildir.